Yapay Zeka Teknolojileri ve Hukuki Çerçeve: Yeni Mücadelelerin Başlangıcı
Bu makale yapay zeka teknolojilerinin hızla yayılmasıyla ortaya çıkan hukuki çatışmalar ve ağırlıklı olarak telif hakkı konularına odaklanan 25'ten fazla dava, karmaşık hukuki tartışmaların ortaya çıkışı değerlendirilirken, bahsedilen yasal zorlukları çözümlemeye ilk adımı atmayı hedeflemektedir.
Yapay zeka teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, sadece yeniliklerin önünü açmakla kalmamış, aynı zamanda bir dizi hukuki mücadeleye de sebep olmuştur. Şu ana kadar, yapay zeka modelleri üreten şirketlere karşı 25'i aşkın dava açılmıştır. Bu davaların büyük bir kısmı telif hukuku tartışmaları üzerine yoğunlaşırken, küçük bir kısmı mahremiyet ve hakaret davalarından oluşmaktadır.
Bu davalar henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen, nihai sonuçlarının yapay zeka modeli üreten ve ticari olarak kullanan şirketlerin geleceği hakkında belirleyici olacağı düşünülmektedir. Telif hukuku temelli uyuşmazlıklar, yapay zeka modelinin eğitilmesinde kullanılan verilerin telif ihlali oluşturup oluşturmadığı etrafında yoğunlaşmaktadır. Özellikle, geniş dil modelleri (LLMs) gibi üretken yapay zekalarda, yüksek miktarda eğitim verisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu verilerin nasıl elde edildiği veya hangi verilerin kullanıldığı genellikle ticari sır olarak nitelendirilmekte ve kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Örneğin, OpenAI CTO'su Mira Murati'ye 13 Mart 2024 tarihinde yapılan bir röportajda, OpenAI tarafından geliştirilen ve video üreten yapay zeka modeli Sora'nın eğitiminde kullanılan kamuya açık verilerin kaynakları hakkında sorular yöneltilmiş, ancak Facebook, Instagram veya YouTube gibi platformlardan veri alınıp alınmadığı konusunda net bir cevap verilmemiştir.
Bir eserin kamuya açık olması, üzerindeki telif haklarını tüketmez. Dolayısıyla, bir eserin yapay zeka modelinin eğitilmesinde kullanılması, telif hakkı ihlali teşkil edebilir. Mevcut hukuki süreçlerin çoğu, bu sorunun cevabını aramaktadır.
Avrupa Birliği'nde Dijital Tek Pazar'da telif haklarını düzenleyen Direktif'in 3. maddesi bilimsel araştırma amacıyla metin ve veri madenciliğini düzenlerken, 4. maddesi ise genel olarak metin ve veri madenciliği için istisnaları veya sınırlamaları sıralamaktadır. Bu her iki maddede geçen düzenlemelerin Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından istisna olarak tanınması zorunludur. Bu düzenlemeler çerçevesinde, basit anlamıyla, yapay zeka modeli üreticileri yasal olarak erişimi bulunduğu metin ve verileri madencilik yöntemi ile toplayabilecek. Her iki maddeye göre de ticari olarak kullanılmak üzere metin ve veri madenciliği yapılabilmektedir. Bu düzenlemeler daha detaylı olmasına rağmen basit anlamıyla yapay zeka modeli üreten şirketlere önemli kolaylıklar sağlamaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ise, ticari veya ticari olmayan amaçlarla yapay zeka modellerinin eğitimi için telif hakkıyla korunan eserlerin kullanımını düzenleyen özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, yapay zeka model üreticileri telif hakkı ile korunan eserlerin "adil kullanım" çerçevesinde izin almadan kullanabileceğini düşünmektedir. Örneğin, OpenAI'a göre kamuya açık internet materyallerini kullanarak yapay zeka modellerini eğitmek, uzun süredir devam eden ve yaygın olarak kabul edilen içtihatlarla desteklendiği üzere adil kullanım sayılmalıdır (Kaynak). En genel anlamıyla adil kullanım, telif hakkıyla korunan bir eserin yorumlanması, eleştirilmesi veya parodisinin yapılması gibi sınırlı ve "dönüştürücü" bir amaçla telif hakkıyla korunan materyalin kopyalanmasıdır. Bu tür kullanımlar telif hakkı sahibinden izin alınmadan yapılabilir. Yine de yapay zeka modeli üretirken kullanılan eserlerin telif haklarının ihlal edilip edilmediğine mahkemeler karar verecektir.
Birleşik Krallık'ta metin ve veri madenciliği istisnası sadece ticari olmayan bilimsel çalışmalar için öngörülürken, Japonya genel bir istisna olarak ticari veya ticari olmayan amaçlar için metin ve veri madenciliğini kabul etmiştir. Türkiye'de ise bu konuda henüz herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Şu anda, yapay zeka modeli üreten ve işleten şirketlere karşı açılmış 25'ten fazla dava mevcuttur. Bu davaların çoğunluğu Amerika Birleşik Devletlerinde olmak üzere, Birleşik Krallık ve Almanya'da da davalar bulunmaktadır. Bu davalardan henüz sonuçlanan bulunmamaktadır.
Henüz bu davalardan hiçbiri sonuçlanmamıştır. Bu yazı, yapay zeka teknolojileriyle ilgili açılmış davalara dair incelemeler yapacağımız bir yazı serisinin ilk parçası olarak sunulmaktadır.